SAMANYOLU'NUN 9 MİLYAR PİKSELLİK FOTOĞRAFTAKİ GÖRÜNÜMÜ



Fotoğrafın Orjinalini Görmek, istediğiniz kadar Zoom'lamak için üzerine veya buraya tıklayın.

Gök bilimciler, Güneş Sistemi’nin de üyesi olduğu Samanyolu Galaksisi’nin tam 84 milyon yıldızını gösteren fotoğrafını elde etmeyi başardı. 9 milyar piksellik fotoğraf, galaksinin bugüne kadar elde edilen görüntülerinden en az 10 kat daha fazla detaya sahip.
Avrupa Güney Gözlemevi’ndeki araştırmacılar, bilgisayar ortamında hazırlanan binlerce kareyi bir araya getirerek, Samanyolu Galaksisi’nin tam 9 milyar piksellik fotoğrafını oluşturdu. Fotoğrafta 84 milyon yıldız yer alıyor. Galakside 200-400 milyar yıldızın yer aldığı düşünülüyor. Araştırmacılar, fotoğrafın basılması halinde, 10 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğinde bir alanı bir alanı kaplayacağını belirtti.

Gök bilimciler, fotoğrafın oluşturulmasında kullanılan karelerin Şili’de bulunan Paranal Gözlemevi’ndeki 4.1 metre uzunluğundaki VISTA teleskobuyla elde edildiğini ifade etti. Bir araya getirilen fotoğraflar, kızılötesi dalgalarla elde edildi. Bunun sebebi, Samanyolu Galaksisi’nin merkezinden yayılan ışığın yıldızların etrafındaki toz ve gaz bulutu tarafından engellenmesi.

Araştırmacılar, 9 milyar piksellik fotoğrafı oluşturan binlerce fotoğrafın özellikle VISTA tarafından elde edildiğini, çünkü Samanyolu Galaksisi’nin fotoğrafta yer alan bölgeseinin sadece Güney Yarımküre’den gözlenebildiğini ifade etti.

Şilili gök bilimciler Roberto Saito ve Dante Minniti tarafından yürütülen çalışma Astronomy & Astrophysics dergisinde yayımlandı. İki araştırmacı, bir araya getirdikleri fotoğrafta 173 milyon kozmik cismin yer aldığını ifade etti. Bu cisimlerin 84 milyonu yıldız olma potansiyeline sahipken, diğerleri uzak mesafelerde kalan galaksi ve diğer kozmik yapılar olarak ifade edildi.

İkili, daha sonra bir grafik hazırlayarak yıldızların renkleri ve parlaklarını ortaya koydu. Bu sayede, tespit edilen yıldızların boyutu ve yaşı anlaşılmaya çalışılacak. Hazırlanan diyagramda, örneğin kırmızı cüceler tespit edilmeye çalışılacak. Bu yıldızlar, Güneş Sistemi dışında kalan düşük kütleli gezegenlerin tespit edilebilmesi adına önem taşıyor. Çalışmanın ileri safhalarında ise çift yıldız sistemleri, nötron yıldızları ve diğer kozmik cisimlerin tespit edilmesi amaçlanıyor.

ORADA KİMSE VARMI

Uzayda başka canlılar olduğu kesin gibi; peki niye hiç karşılaşmadık? Uzayı tarayacak güçte aygıtlar var ve bir astronom, onların bizimle iletişim kurmaya çalıştığını öne sürüyor.

EĞRİ UZAY ZAMANININ ANLAMI


Einstein 1905 ve 1915 yıllarında ortaya attığı özel ve genel görelilik kuramlarıyla doğaya, maddeye, uzaya ve zamana farklı bir bakış açısı getirdi. Onun bu buluşlarıyla; belki de fizik, felsefe dalında en Önemli sınavını veriyordu. Birbiriyle İlintili olan bu kuramlara göre; hareket eden saatler yavaşlayabiliyor, cetvellerin boyları kısalıyor cisimlerin kütleleri, hızları dolayısıyla artabiliyordu. Einstein'ın yeni denklemleri Newton’un koyduğu klasik anlayışa, ancak ışık hızından çok küçük hızlarda uygunluk göstermekteydi.

Einstein. hep saatlere, cetvellere ve gözlemcilere bağlı olmayan evrensel bir çekim kuramı hayal ederdi ve Tanrı'nın, kendine bir keçi inadı ile İyi koku alan bir burun verdiğini söylerdi. Gerçek şu ki; O'nun bu özellikleri amacına ulaştırmıştı.

Genel görelilik kuramı, kütle çekiminin nasıl islediğini anlatır. Ama bunu yaparken; hiçbir zaman çekimi bir kuvvet olarak düşünmez. Bunun yerine, cisimlerin çevresindeki çekim alanlarının, uzay ve zamanın bükülmesi sonucu oluştuğunu söyler. Cisimler, içerdikleri kütlelerine oranla uzayda çukurluklar oluşturur. Ve zamanın akışını yavaşlatır. Ancak uzayın derinliklerinde, tüm çekim kaynaklarından uzakta, uzay ve zaman tam anlamıyla düzdür. Çekim alanının gücü arttıkça uzay-